
Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK
DİNAZOR ZEKÂDAN HAFIZA KONTROL SORULARI
DİNAZOR ZEKÂDAN HAFIZA KONTROL SORULARI Prof. Dr. Salih Şimşek
“Atatürk’e tapıyorum. O benim ilâhım” diyen gazeteci kimdir?
“Sen kalk gittiğin her yerin kameralarını kapat, sonra görülecek mahkemelerin canlı yayında TV’den verilmesini iste” diyen kimdir?
“Biz ‘asılız’ diyen bir kripto, ‘kız yurtlarını askeri okulların yakınlarına kuruyoruz. Kızlar subaylarla flört etsinler diye’ diyen birileri vardı, ismini hatırlıyor musunuz?
“Bu adamın, CHP Genel başkanı Özgür Özel’in, hiçbir genel başkan özelliği yok… Tam bir tribün holiganı…CHP’nin seviyesizliğini gösteren en iyi gösterge” tespiti yapan kimdi?
Atatürk’ün ‘beni Türk doktorlara emanet edin’ dediğe doktorların, kendilerine Türk Kimliği verilmiş Kripto Türkler olduğunu biliyor muydunuz? Ben yeni öğrendim de...
“İmamoğlu’nun Baş Danışmanı Ertan Yıldız’ın maaşı 300,000.- TL imiş. Ancak hesap hareketi 1 milyar 475.000 TL olarak tespit edilmiş. Bunu çelişkiyi birileri izah etse…” diyen kimdir?
“Ey İnanan Ümmet kardeşlerim! Görelim artık görelim. Kriptoların CeHaPe ile ilgisi yok gibi… CeHaPe bunlar için sadece paravan kiralık bir ev… CeHaPe, onlar için cephede karargâh.” diyen kimdi?
“Hafızamızı ve tarih bilgimizi yoklayarak soralım: 1918 yılında, yani Osmanlının son zamanında, Halep ve Şam şehirlerini, tek kurşun dahi atmadan, İngiliz’e teslim eden komutan kimdi?’ sorusunu soran tarihçi kimdi?
Birileri ‘adam’ı, illâ Müslüman (!) yapacak ya… Kur’an’ı ‘gökten indiği sanılan kitap’ diye aşağılayan adamın, ‘Peygamber sevgisinden’ bahsediyor. Utanmaz adam, Kafiri, illâ Müslüman yapmak şart mıdır? Neymiş efendim? Adam, ölmeden birkaç saniye önce kelime-i şahadet getirmiş. Olayı o anda kayda almışlar (!). Gerçek İslam parça parça edildiği için düzeltme işini, kendine görev kabul etmiş. Kur’anı ondan daha iyi bilen birisi de yokmuş. Kimmiş bu?
Bir dostun, “Küfrün günümüzdeki koltuk değneği kimdir? sorusuna, başka bir dost şöyle cevap vermiş: “Kurumsal olarak CeHaPe ama yalanı ilk sıraya koymak gerekir. Tabii ki koltuk değneği oldukları bir sürü kötü şey var. Biri ‘uyuşturucu kaçakçısından vergi alacağım’ diyordu, Mümkün değil ama ‘şayet iktidara gelirlerse hırsızdan da vergi alırlar’, hem de hukuki kılıfa sığdırırlar. Hatta adaylarına "En Büyük Hırsız" ödülü verirlerse hiç şaşırmam. Meydanlarda da gururla bahsederler artık, "kimse bizim kadar çalamaz, diye” … Bu dostu tanıyan var mı?
“FETÖ’cülerin yarım asırdır, ülkenin girilmedik hücresi kalmamıştı Her şeyi yapma imkânları vardı. Tüm bürokrasi ve hükümet emirlerindeydi... Silahlı Kuvvetler de kendilerindeydi... Odacıları bile kendi adamlarından seçmişlerdi. Gayri meşru her yolu mubah hale getirmişlerdi. Tam bir pragmatist felsefeye sahibiydiler. Yani demem o ki, resmen iktidar olsalar, belki de, bu kadar güçlü ve etkin olmayacaklardı. Noksan olan tek şey, FETÖ liderinin Resmen Cumhurbaşkanı (Dini Otorite) olmaması idi. O yüzden 15 Temmuz darbesini yapmaya çalıştılar ama hesapları tutmadı. Çünkü hesap yapanların hesaplarının üzerinde bir Hesap Sahibi olduğunu düşünemediler.” Bu ifadelerin sahibini biliyor musunuz?